KİTABIN KONUSU
-Kapaktan alıntıdır.-
Yıl 2045 ve dünya çok çirkin bir yer.
Uygarlıkları felce uğratan enerji krizi, tam anlamıyla felakete dönüşen iklim değişikliği, kıtlık, yoksulluk, bulaşıcı hastalıklar ve geriye kalan son kaynaklar için süren nükleer savaşlarla cehenneme dönen bir dünya... Ve bu dünyada yaşamak zorunda olan tüm talihsiz insanlar gibi, henüz on sekiz yaşındaki Wade Watts da uyanık olduğu zamanın neredeyse tamamını bir simulasyonun içerisinde geçiriyor.
İstediğiniz kişi olabileceğiniz, istediğiniz yerde yaşayabileceğiniz ve istediğiniz şeyleri yapabileceğiniz bir yer olan, insanlığın son vahası, sanal dünya OASIS'te. Ve bir gün OASIS'in yaratıcısı James Halliday ölüyor. Arkasında bıraktığı milyonlarca dolarlık bir servetle. Ancak bir sorun var. Ortada bir varis yok. James Halliday bütün mirasını tek bir kişiye bıraktı. Yarattığı devasa sanal dünya OASIS içinde sakladığı üç anahtarı bulacak olan kişiye. İşte dünya çapındaki kıran kırana mücadele böyle başladı. Ve anahtara giden ilk ipucunu Wade Watts buldu.
NEREDEN ESTİ?
Uzun zaman adını duyduğum bir kitaptı zaten. D&R'ın 5 TL kampanyasında görür görmez almıştım bu kitabı.
5 YORUM
1-Öncelikle; kitap gerçekten çok sürükleyiciydi. 1 dakikalığına evden çıkarken kitabı bırakamayıp yolda okuduğum bile oldu:)
2-Kitap bilim-kurgu kitabı ve gelecekte geçiyor. Ama karmaşık derecede fütüristik olmak yerine -ki hiç sevmem bu karmaşıklığı- kitap mantıklı bir neden çerçevesinde 80'ler teması üzerine kurulmuş daha çok. 80'ler konusunda pek uzman sayılmasam da, o dönemin filmlerinin ve atari oyunlarının ön planda olmasını çok sevdim.
3-Kitaptaki karakterlerin amacının büyük ödülün yanı sıra emperyalizme karşı bir savaş olması kitabı ve içinde geçen olayları daha anlamlı kıldı benim için.
4-Kitabın filmi 2018'de çıkacakmış. Hem de yönetmeni Steven Spielberg'müş. Nasıl bir şeyin ortaya çıkacağını merakla bekliyorum:)
5-Kitabı okurken en başta, bir oyun için bu kadar para harcayıp teknolojik yenilikler bulurken neden dünyayı etkisi altına alan küresel ısınma ve yakıt sorununa çözüm bulmak için aynı çaba harcanmıyor diye merak ettim. Ve bu konuda kitabı mantıksız buldum. Sonra fark ettim ki aslında gerçek hayatta da şu an aynı durumdayız. Eğlence sektörüne harcanan paranın milyonda biri yenilenebilir enerji kaynakları oluşturmak için ya da küresel ısınmanın önüne geçmek için kullanılmıyor.
Sosyal mesajımızı da verdiğime göre kitap yorumunu burada bitirebilirim:) Esen kalın...
