PUAN: 8.9/10
KİTABIN KONUSU
Kitabımızın Nazi Almanya'sında, ailesinden ayrılmak zorunda kalan ve bir bakıcı ailenin yanında yaşamaya başlayan "kitap hırsızı"
Liesel'in başından geçenleri anlatıyor.
NEREDEN ESTİ?
Bu kitabı internette birkaç yerde(tam olarak hatırlayamıyorum) görmüştüm ve hakkında çok iyi yorumlar okumuştum.
D&R'da Martı Yayınları'ndaki indirime rastladığımda, yine aynı yazarın "Hiç Kimse Sıradan Değildir" kitabıyla beraber 10'ar liradan almıştım ikisini:)
5 YORUM
1-Daha kısa olduğu için, okumaya, yazarın "
Hiç Kimse Sıradan Değildir" kitabından başlamıştım. Bu kitapla ilgili yorumlarıma
BURADAN ulaşabilirsiniz. Yazarın bu kitabı çok sade, akıcı ve dinamikti. Yazı tipi, punto büyüklüğü, satır aralıkları falan bu kitaba benzediği için "Kitap Hırsızı"nı da böyle bir kitap sandım, ama karşıma çok daha farklı (iyi manada) bir kitap çıktı. Bu defa daha
derin ve ağır bir kitap okumaya başladığımı daha ilk bölümlerden itibaren anladım. Kitap yine ilk kitap gibi akıcı ve dinamik tabii ki ama bu kitabın
edebi yönü daha ağır basıyor diyebilirim. Bu da kitabı benim için çok değerli kıldı açıkçası. Siz de -eğer hala okumadıysanız-kitaptaki bazı cümleleri tekrar tekrar okuyup, üzerinde uzun süre düşünmeye başladığınızda ve kitabın size bir şeyler kattığını farkettiğinizde ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız muhtemelen.
2-Kitap,
kahraman ve ilahi bakış açılarıyla yazılmış diyebiliriz.Evet,
anlatıcımız çok farklı biri olduğu için bu iki bakış açısını aynı anda görebiliyoruz aslında; yoksa çok sık rastlanmıyor bu iki anlatım şeklinin aynı anda bulunmasına. Ama kitaptaki tüm olayları anlatan bu şahsımızın kim olduğunu söylemeyeceğim. O kendini bilir! Şaka şaka; ama gerçekten çok orijinal bir fikir olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Tabii bu orijinal fikri eline yüzüne bulaştırmadan, ustaca uygulayan yazarı da tebrik etmeden geçmemek gerek.
|
Alkışlar Markus Zusak'a! |