PUAN: 4/10
KİTABIN KONUSU
-
Alıntıdır.-
İşten eve yorgun döndüğünüz bir gün, banyo dolabınızın içinde bir kadın bulsanız ne yapardınız? Hele bu kadını sizden başka kimse görüp sesini duyamıyorsa? Genç ve güzel bir doktor olan Lauren, bir trafik kazası sonucu bitkisel yaşama girer ve çalıştığı hastaneye getirilir. Lauren'in bedeni hastanenin yoğun bakım odasında yatarken ruhu özgürce dolaşmaya başlar. Lauren'in ruhunun en önce gittiği yer elbette yıllarca oturmuş olduğu, ama bitkisel yaşama girdikten sonra genç Amerikalı mimar Arthur'a kiralanmış olan apartman dairesidir. Ayrılmaz ikili gibi birlikte yaşamaya başlayan Lauren ile inanılmaz olana inanan Arthur'un arasında duygusal bir yakınlaşma olması kaçınılmazdır. Öte yandan Lauren'in görünmez bedeniyle katıldığı bu birliktelik, genç adamın başını derde sokmakta gecikmeyecektir.
NEREDEN ESTİ?
Kitabı bir blogda görüp konusunu beğenmiş ve film uyarlamasının da iyi olduğunu duyunca hemen okumak istemiştim.
5 YORUM
1-Öncelikle bu berbat kapak için Can Yayınlarını kınayarak yazıma başlayayım. Sanki "Bir Kadın Makyaj ile Nasıl Çirkinleştirilebilir?" kitabının kapağıyla bu kitabın orijinal kapağını karıştırmışlar da ortaya böyle bir sonuç çıkmış gibi geldi bana. Aklıma başka bir ihtimal gelmiyor çünkü. Hayır, kapak resminin konuyla azıcık ilgisi olsa bu kadar içerlemezdim. Kapak dümdüz mavi olsa bile daha çok beğenirdim gerçekten. En azından kitabı yanımda taşırken kendimi ve çevremdekileri aşırı doz görüntü kirliliğine maruz bırakmazdım.Kitabın kapağına bakmak bile işkence gibi gerçekten.
Kapağı yerden yere vurma bölümüme burada son verip, diğer konularda yerden yere vurmak üzere devam ediyorum şimdi...
2-Bu kitabı "Kediler ve Kitaplar" blogunda görüp biraz araştırmış ve konusunu öğrenmiştim. Konusu hoşuma gidince, evdekilere de anlatmıştım. Abim ve yengem de geçenlerde televizyonda, anlattığım konuya benzer bir film izlediklerini ve çok beğendiklerini söyleyip şaşırmışlardı. Acaba aynı kitap/filmden mi bahsediyoruz diye şaşırmıştık hatta. Ben hemen kitabın adını söyledim. Yengem de filmin adını (Cennet Gibi) söyleyince farklı şeylerden bahsettiğimiz kanısına vardık. Sonuçta isimler çok farklıydı. Ama meğerse "Cennet Gibi" (orijinal adı da "Just Like Heaven") filmi gerçekten de "Keşke Gerçek Olsa" kitabının film uyarlamasıymış. Bu yüzden filme yapılan övgüler, kitaba başlamam için bana oldukça gaz vermiş oldu:)
3-Kitabın başları çok iyiydi gerçekten. Olaylar hızlı gelişiyor ve diyaloglar, karakterler insanın hoşuna gidiyordu. Ama daha kitabın yarısına gelmeden, yazar sapıtmaya başladı. Esas oğlanın derin ve olayların gidişatı açısından fazlasıyla gereksiz geçmişi tam 100 sayfa sürdü mesela. Diyaloglar ise daha da gereksiz hale geldi. Adamlar iki saniyelik şey için onlarca sayfa boş boş konuşmaya başladı. Olaylar da kaplumbağa hızında ilerlemeye başlayınca ben bi sıkıldım. Dedim "Allah'ım, ne kadar Türk dizilerindeki uzun boş bakışmalar kıvamında bir kitap olmuş bu!"
4-Kitabın sonu biraz şaşırttı, ama o kadar sıkıntıdan sonra bu şaşırtma bile kitabı benim için kurtaramadı.
5-Kitabın uyarlandığı "Cennet Gibi" filmini indirip biraz izledim. Kitaba çok sadık kalmasa da, kitaptan birkaç tık daha iyiydi bence. En azından daha eğlenceli ve daha etkileyiciydi. Yazımı burada bitirirken, bir değişiklik yapıp, kitabı okumanız yerine, film uyarlamısını izleyerek paradan ve zamandan tasarruf etmenizi tavsiye ediyorum:)
NOT:Kitapta hoşuma giden iki söz vardı. Onları da paylaşmak isterim:
*"Kimse mutluluğun sahibi değildir, bazen şansımız yaver giderse bir kira sözleşmesi yapıp mutluluğun kiracısı oluruz, kirayı ödemekte çok titiz davranmak gerekir yoksa kapı dışarı edilirsin.."
**"Seni sevdiğimi söylemiş miydim?" diye sordu Arthur çekingen bir tavırla.
"Aşkına dair kanıtlar ortaya koydun," dedi Lauren; "böylesi çok daha iyi."