28 Şubat 2014 Cuma

S10'uncu Yazı

  Başlık biraz kafa karıştırıcı oldu herhalde; o yüzden hemen konuya geçiyorum:
 

   Yeni yılla birlikte, düzenli yazı yazmaya karar vermiştim. Ocak ayında 10 yazı yazdım böylece. Sonra dedim ki, bunu  kendime standart olarak belirleyeyim ve her ay 10 yazı yazayım.


  Gelin görün ki Şubat ayının bitmesine 1 hafta kala sadece 4 yazı yazmıştım. Ben de hemen 10'a tamamlamak için bloguma yoğunlaşmaya başladım. Şubat'ın 27'sinde 9 yazıya ulaştım ve şu an Şubat'ın son günündeyiz. Aklıma yazacak bir şeyler gelmediğinden ben de bu ayın sonuncu ve 10'uncu (başlık şimdi daha mantıklı geliyordur herhalde) yazısını bu yeni sistemim hakkında yazayım dedim.
Hayin Şubat!
  NOT:Halbuki Şubat da diğer aylar gibi 30 veya 31 çekseydi, kendimi son anda bu kadar kasmak zorunda kalmazdım. Gerçi Şubat'a da bu kadar yüklenmeyeyim; 32 çekseydi bile ben yine tembelliğimden son güne bırakırdım herhalde :)

27 Şubat 2014 Perşembe

"Hırsız" Kitaplarım

Bu yazım, birkaç ay önce kitaplığımdaki kitaplarla ilgili farkettiğim ilginç(en azından benim için) bir şeyle ilgili...
  
İşte bahsettiğim birkaç ay öncesinde; epeyce sıkılmış, yapacak bir şeyler bulamamışken kitaplığımdaki kitaplara bakayım bari dedim.
  
Çok eğlenceli(?) bir fikirmiş, değil mi?
  
İşte öylece kitapları süzerken ortak noktası olan, alttaki 4 kitabımı farkettim.

26 Şubat 2014 Çarşamba

Şahane Hatalar

PUAN: 5/10

KİTABIN KONUSU
 Baş karakteri yerine geçtiğimiz bu kitapta ilk bölümü okuyup; üniversiteye gitmekle, dünyayı gezmek arasında bir tercih yapıyoruz önce. Daha sonra her bölümde bunun gibi 2 seçenek arasından birine karar verip, o seçeneğimizin hikayesinin anlatıldığı bölüme geçiyoruz. Hikayemizin sonunu, kendi verdiğimiz kararlarla belirliyoruz.

      NEREDEN ESTİ?
  İlkokulun başındayken, sınıf kitaplığımızdan buna benzer bir çocuk kitabı alıp okumaya başlamıştım. O zamanlar kitap okumakla fazla alakam olmamasıyla birlikte, üstüne bir de böyle çoktan seçmeli-bölüm atlamalı bir kitaba başlayınca, kafamın karıştığını bahane edip, kitabı okumaktan vazgeçmiştim. Daha sonra bu kitap aklıma takılmıştı ve okumak istemiştim; ama öyle bir kitap bulamamıştım. "Şahane Hatalar" kitabından da birkaç yıldır haberim vardı, kitabı halk kütüphanesinde ilk kez görünce hemen, büyük bir merakla alıp okumaya başladım ben de.

   5 YORUM
1-Kitaba başlar başlamaz bir hayal kırıklığı yaşadığımı söyleyebilirim. Çünkü yerine geçeceğim baş karakter, liseden yeni mezun olmuş genç bir "kız"dı. Böyle olunca da kitap boyunca verilen kararlar ve hikayeler feminen ağırlıklı gerçekleşmek zorunda kaldı ve bu yüzden kendimi pek kitaba veremedim açıkçası.

2-Hayatımda en hızlı okuyup bitirdiğim kitap bu oldu. Çünkü atlanılan bölümlerin arası, okudukça, daha da açılmaya başladı ve ortalama 4-5 sayfalık olan bölümler de bir çırpıda bitti. Fazla hızlı okumayan biri olarak söyleyebilirim ki, herkes bu kitabı(daha doğrusu; kitap boyunca sürecek tek bir hikayeyi) ortalama maksimum 20-25 dakikada bitirebilir.

3-Kitabın ilerleme sistemi bana bir süre sonra çok monoton gelmeye başladı. Bölümü okuyup, karşına çıkan  2 tercihten birini seçip, sürekli ilerlemeye devam ediyorsun. Belki bazı bölümlerde 2'den fazla tercih konulabilir veya geriye dönüş şeklinde tercihler eklenebilir ve birkaç hikaye, ortak bölümleri paylaşabilirdi.(Son dediğim birkaç bölümde vardı; ama pek zekice bağlandığı söylenemezdi)

4-Hikaye çeşitliliğinin fazlalığı beni gerçekten şaşırttı. Tüm kitap boyunca çok fazla ve birbirinden farklı, orijinal hikayeler yer alıyordu. Bölümlerin sonunda seçimimi yaparken, neredeyse hiçbir zaman neyle karşılaşabileceğimi kestiremedim ve olabilecekler hakkındaki tahminlerimin çoğu yanlış çıktı. Bu da kitabın en sevdiğim yanı oldu gerçekten.

5- 

    -Tüm yorumları baştan okumak istiyorsanız 1. yoruma geçiniz.
    -Başka yorum okumak istemiyorsanız bir sonraki yazıya geçiniz.
    -5. yorumu okumak istiyorsanız... buraya kadar okuduklarınız zaten 5. yorumdu :)



25 Şubat 2014 Salı

Küçük Ağaç'ın Eğitimi

PUAN: 7/10

KİTABIN KONUSU
  Anne ve babasını 5 yaşındayken kaybedip, büyükannesi ve büyükbabasının yanına yerleşen Çeroki Kızılderilisi Küçük Ağaç'ın yaşadıklarını ve Çeroki kültürü ve tarihinden öğrendiklerini anlatan bu kitap; yazarın otobiyografik eseridir.

NEREDEN ESTİ?
  Kütüphanede sürekli rastladığım kitaplardan biriydi, ama hiç merak edip konusuna bakmamıştım. Şimdi hatırlamadığım bir yerde, internette konusunu öğrendim ve Kızılderililer hakkındaki otobiyografik bir kitap olması ilgimi çekti. Kızılderililerin tarihini de öğrenmek istemiştim her zaman :)

     5 YORUM
1-Kızılderililer (bundan sonra "Çerokiler" diye yazacam, çünkü "Kızılderililer" kelimesi bana çok ırkçı geliyor) hakkında tarihi bilgiler edinmek ve geçmişte maruz kaldıkları muameleleri öğrenmek, bu kitabı okuma nedenlerimin başında geliyordu. Ve bu merakımın çoğu kısmını da bu kitap sayesinde giderdim. Tamam, yazarı Çeroki olan otobiyografik bir kitap olması yönüyle, kitabı objektif bir kaynak olarak değerlendiremeyebiliriz belki, ama yazılanların çoğunun doğru olduğunu da inkar edebileceğimizi sanmıyorum. Hatta başka yerden duyduklarımın yanında, yazarın anlattığı ırkçılık ve vahşet dolu muameleler (bu muameleleri yazmıyorum, siz okusanız daha iyi olur çünkü) az bile kalır bence.

2-Kitabın başkahramanı, 5 yaşındaki Küçük Ağaç karakteri, gerçekten o yaştaki bir çocuğun sahip olabileceği bir saflık ve samimiyetle, yazar tarafından gerçekçi bir dille aktarılmış. Belki otobiyografik bir kitap olduğu için bunun doğal olmasını da bekleyebilirsiniz, çünkü yazar kendi çocukluğunu yazıyor sonuçta. Ama bence, buna rağmen o çocukluğu tüm gerçekçiliğiyle hatırlayıp, yazıya aktarmak oldukça zor bir iş ve yazar bu konuda üzerine düşeni fazlasıyla yapmış.

3-Maalesef kitaptaki doğa betimlemeleri bana aşırı fazla ve çoğunlukla gereksiz geldi. Öyle ki, kitabın bu kısımlarına geldiğim anda kitaptan soğumaya ve sıkılmaya başladım. Belki başkaları için etkileyici gelecektir bu bölümler; ama benim için kitabı değerlendirirken negatif bir etki yarattı bu aşırılık. Türk dizilerinde ya da animelerde süreyi uzatmak için gereksiz konuşmalar ve ünlemler eklenir ya sürekli; işte o hissi yarattı bende maalesef. Kaldı ki, otobiyografik bir kitap için bu kadar aşırı betimlemeler çok da gerekli olmamalı bence.

4-Kitabı okurken, Çerokiler'in bilgeliğine hayran kalmadan edemiyorsunuz. Hayattan öyle çıkarımlarda bulunuyorlar ki... Bazen farklı dünyalarda yaşadığınızı bile düşünebiliyorsunuz. Kitaptan alıntı yaparak örnek vermek istiyordum bu konuya ama olmadı...  Neyse, siz okuduğunuzda, her biri çok değerli özlü söz niteliğindeki bu çıkarımları not edip, fırsat buldukça okursunuz artık :)

5-Kitabın başında yazarın hayatı; kaç yzşında yazmaya başladığından, Clint Eastwood'un filme uyarladığı kitabına kadar, güzel bir şekilde aktarılmış. Bununla birlikte "Say Yayınları"ndan çıkan Küçük Ağaç kitabının ekstralarını da beğendim ben. Kitabın sonunda verilen bu ekstralar, farklı gazete ve edebiyat dergisi yazılarından oluşuyor. Kitap hakkında farklı kaynaklardan yorumlar görmek isteyenler için güzel bir ek olmuş bence :)

24 Şubat 2014 Pazartesi

Koralin ve Gizli Dünya


  "Coraline" kitabı incelememe BURADAN ulaşabilirsiniz :)


  Şimdi filmimizin fragmanıyla yazıya başlayalım isterseniz :)

  Türkiye'de "Koralin ve Gizli Dünya" ismiyle yayınlanan kitap uyarlamamızdan bahsetmek istiyorum bu yazıda. Uyarlamamız Henry Selick tarafından senaryolaştırılıp yönetilmiş bir stop-motion olma özelliği taşıyor. Stop-motion'ın ne olduğunu bilmeyen varsa, "hazırlanan insan ve doğa modellerinin azar azar hareket ettirilip fotoğraflanmasıyla elde edilen sıralı görsel biçimi" olarak özetleyebilirim herhalde. Gerçi yaptığım bu tanımı ben bile anlamadım; o yüzden filmin de yapım aşamasından bir video ile örnek versem daha iyi olacak:

  Stop-motion, benim en sevdiğim ve saygı duyduğum film çeşitlerindendir. Büyük emek isteyen bu olayı "Coraline" kitabımızın uyarlamasına çok yakıştırdım bu yüzden. Hatta ara ara filmden görüntüler verip, bu düşüncemi kanıtlamaya da çalışacam biraz :)


  Önce filmin senaryo uyarlamasından bahsedeyim. Başlarda, kitap harici eklenmiş Wybie karakteri ve olayların başlangıcının kitaptan farklı ilerlemesi filmin fiyasko olacağı hissini uyandırdı bende maalesef. Ama daha sonra bu Wybie karakterinin olayların akışını fazla etkilemediğini ve birçok mantık hatasına sebep olabilecek, filmdeki olaylar başlangıcının rüya olarak açıklanması  tüm endişelerimde haksız çıkardı beni. Hatta film hakkında şunu söyleyebilirim: Kitabına sadık kalarak yapılmış en iyi ve kaliteli uyarlamalardan biriydi bence.
Wybie
  Biraz korku faktöründen bahsedeyim: Kitabı okurken az da olsa ürperdiğim yerler olduğunu söyleyebilirim. Ama film hem senaryo açısından hem de görsellik açısından öyle etkileyiciydi ki, birkaç yaş daha gençken izleseydim belki kabuslarıma bile girebilirdi. Nedense benim en çok korktuğum sahnelerden biri açılış sahnesindeki dikişli bölüm oldu bu arada. Tabii bunda filmin esrarengiz-otantik müziklerinin de etkisi olmuş olabilir.  Buradan filmde emeği geçen herkese bir kez daha şükranlarımı sunayım :) (Bu arada bahsettiğim açılış sahnesini aşağıda veriyorum)


  Spoiler olup olmayacağını bilmediğim bir sahne var. En az kitapta okurken aklımda canlandırdığım kadar etkileyici olmuştu bu sahne. Uzun uzun açıklamasını yapmadan, sadece o sahneyi vereyim en iyisi (spoiler'lara ölüm!!!):


  Filmi puanlama işine pek girmek istemiyorum. Ama illa ki bir puan duymak istiyorsanız, bence şu an IMDb'deki 100 bin küsur kişinin de oyuyla verilmiş "7,7" benim için de uygun bir puan olarak gözüküyor :)

  Filmle ilgili yazacak daha çok şey vardır eminim. Ama şu an aklıma gelenler bunlar. Son olarak söylemek istediğim şu olabilir: Karakter ve çevre tasarımlarıyla, kitabına ihanet etmeyen senaryosuyla, kendine has müzikleriyle ve stop-motion destekli gotik havasıyla bir Neil Gaiman kitabından uyarlanan "Koralin ve Gizli Dünya" filmi küçük-büyük her yaştan izleyici için (ne klişe bi tabir oldu, değil mi) izlemeye değer bir sanat eseri adeta; kendinizi bundan mahrum bırakmayın :)

22 Şubat 2014 Cumartesi

Dedektif Kurukafa

PUAN: 7,5/10

KİTABIN KONUSU 

                         -Alıntıdır-
  Meşhur Vampir Avcısı Buffy, Hayalet Avcıları'yla Dedektif Kurukafa'da buluşuyor. Elinizden bırakamayacaksınız!

  Stephanie'nin amcası Gordon korku romanları yazıyordu Ya da en azından Stephanie öyle sanıyordu amcası vefat edip de malikânesini ona bırakana kadar. Stephanie amcasının yazdıklarının korkunç olduğunun farkındaydı.

  Ancak... kurmaca olmadığını sonradan anladı. Bu keşifle beraber kendini bir anda kanını donduran bir dünyanın içinde buluverdi Stephanie; tam vampirler, şeytani yaratıklar ve Görünmez Adam'a alıştım derken bunlarla savaşmakta ona yardım edecek çok sıradışı biriyle tanışmak üzereydi: Dedektif Kurukafa. Yani ölü bir büyücünün aklınızı oynatmanıza neden olacak iskeleti. Kıyamet koptuğu anda, Stephanie diğer sıradan ve on iki yaşındaki kızlardan olmadığı için şanslıydı -Dedektif Kurukafa ise zaten ölü olduğu için hepten şanslıydı. Gerçi bir iskelet olmanın, işkenceciniz yeterince azimliyse, işkence çekmenizi engellemeyeceğini de öğrenmek üzereydi. Ve Kurukafa'nın nefret ettiği bir şey varsa, o da işkenceydi.


  NEREDEN ESTİ?
 Kitabı ilk duyduğumda konusu bana çok ilginç gelmişti. Kitapla ilgili kötü bir yorum da okumadım. Özellikle şu yukarıda yaptığım, kitapla ilgili alıntıda yapılan Buffy göndermesi(o konuya yorumlarda girecem birazdan) beni iyice meraklandırdı. Serinin 4, 5 ve 6. kitaplarını sahaftan ucuz fiyata bulabildim ve ilk 3 kitabı da idefix'ten sipariş ettim.


5 YORUM
1-Hemen, meraklandırmadan Buffy göndermesi hakkında yazayım: Çok sıkı bir "Buffy The Vampire Slayer" serisi hayranı olduğumu arada sırada yazmışımdır. Kitap tanıtımında da "Buffy" kelimesi geçince, nasıl bir bağlantı kuracaklar diye düşünmeden edemedim. Belki yanlış bir bağlantı kurmuş olabilirim(büyük ihtimalle kurmamışımdır) ama kitaptaki Tanith Low karakteri bana gerçekten Buffy bu hikayedeymiş izlenimi verdi. Bununla birlikte bu karakterin özgünlüğü tartışma konusu olur diye düşünebilirsiniz, ama her ne kadar Buffy'i çağrıştırsa da Tanith Low orijinal bir karakter olmuş bence. Yazara burada bir şapka çıkartmazsam ayıp olur bence :)

*** Merak edenler için bi de Tanith Low ve Buffy resimlerini paylaşayım dedim:

*İşte bu Tanith Low'umuz:

Tabii ki en sağdaki Tanith Low

*İşte bu da canımız, ciğerimiz, bir tanecik vampir avcımız Buffy:




   *Benziyolar değil mi :)

19 Şubat 2014 Çarşamba

Rory Gilmore Reading Challenge'ım

  ***Konu hakkında detaylı bilgiye BURADAN ulaşabilirsiniz :)


   HEDEF: 200 Kitap                                    OKUNAN: 25 Kitap

     VE KİTAP LİSTEMİZ...

1.) 1984 by George Orwell
2.) The Adventures of Huckleberry Finn by Mark Twain
3.) Alice in Wonderland by Lewis Carroll
4.) The Amazing Adventures of Kavalier & Clay by Michael Chabon
5.) An American Tragedy by Theodore Dreiser
6.) Angela’s Ashes by Frank McCourt
7.) Anna Karenina by Leo Tolstoy
8.) Anne Frank: The Diary of a Young Girl by Anne Frank
9.) Archidamian War by Donald Kagan
10.) The Art of Fiction by Henry James

18 Şubat 2014 Salı

Gilmore Girls ve Rory Gilmore Reading Challange

  Rory Gilmore Reading Challange'dan bahsetmek istiyorum bu yazıda. Ama bundan önce, Rory Gilmore karakterinin de yer aldığı Gilmore Girls dizisinden bahsetsem iyi olacak herhalde :)
Soldan sağa Gilmore "hanımları": Lorelai, Rory, Emily
  Gilmore Girls dizisi 3 kuşak Gilmore kızını (Rory Gilmore, annesi Lorelai Gilmore ve anne-annesi Emily Gilmore) merkez alan bir dizi. Lorelai, lise sonda 18 yaşındayken hamile kalır ve ailesiyle yaşananlardan sonra hamile bir şekilde evden ayrılır ve kendi ayakları üzerinde durmaya başlar. Uzun süre, sadece önemli tatillerde ailesinin yanına uğrar. Fakat yıllar sonra, kızı Rory 16 yaşında, prestijli Chilton lisesine kabul edilince, hiç istemese de ailesinden yardım istemek zorunda kalır. Ailesi, Rory'nin okul masraflarını karşılamaları karşılığında, tatil günlerinin yanı sıra her Cuma akşamı da yemeğe gelmelerini ister ve olaylar herkes için karışmaya başlar :)
Alexis Bledel ve Lauren Graham
  Pek anlatamadım diziyi aslında, ama olsun. Diziyi ilk nereden duydum veya kim tavsiye etti hatırlamıyorum, ama ilk bölümü izleyişimi ve ilk izlenimimi çok iyi hatırlıyorum: İlk başlarda dizi bana fazla feminen gelmişti ama daha sonra Lorelai'ın iğneleyici konuşmaları, esprileri ve annesiyle girdiği ufak tartışmalar beni diziye bağladı. Bu arada ilk defa gördüğüm bir şey var bu dizide: 5-6 dakikalık tek çekim sahneler var bu dizide, ki diyalogları yoğun bir dizi için bu oldukça zor ama bence altından kalkabilmişler bunun ve bir alkışı hak etmişler :)
Hayatını bi kenara atacaksan, çocuğun motorsikleti olsa iyi olur!
  Diziyle ilgili söylenecek çok şey var aslında, ama ben konuya girmek istiyorum yavaş yavaş. Şu an dizinin 2. sezonunu bitirmiş bulunmaktayım. Bu 2 sezon boyunca dizide o kadar referansa rastladım ki... Müzikten sinemaya kadar her konudan göze batmayacak şekilde bahsediliyor ve göndermeler yapılıyor. Birçok müzisyen ve filmle bu dizide bahsedilmesi sayesinde tanıştım mesela. Ama en çok bahsedilen ve esas konumuz olan kitapların yeri de ayrı...
Hayatım boyunca 300 kitap okudum ve 16 yaşıma geldim bile?
  Bu diziyi izlemeden önce, kitaplar hakkında bilgili olduğumu düşünürdüm ama özellikle ana karakterimizden, kitap kurdu Rory'nin dizi boyunca okuduğu ve bahsettiği kitapları görünce, kitaplar konusunda çok da bir şey bilmediğimi fark ettim. Nedense her bölümde Rory'nin elinde en az bir kitap görünür ve/veya en az 1 kitaptan bahsedilirdi ve bu kitaplar genelde boş kitaplar olmazdı. Ben de kitaplı bir sahne gördüğüm anda diziyi durdurur ve kitapla yazarını araştırırdım hemen. Dönüşüm, Sırça Fanus, Swannlar'ın Tarafı, Uğultulu Tepeler gibi  birçok kitabı bu sayede keşfetmişimdir.
Rory okurken...
 İşte esas konumuza burada geliyoruz: Geçenlerde bir blogda Rory Gilmore Reading Challange diye bir şey gördüm ve hemen okumaya başladım. Değerli birkaç arkadaş, herhalde beni daha fazla uğraştırmamak için, Gilmore Girls dizisinde Rory karakterinin okuduğu veya bahsettiği tüm kitapları listelemiş ve 300 küsur kitaplık bir liste ortaya çıkmış. Ben de bu listeyi görünce tabii ki "Challange accepted" diyerek atladım hemen:)
 Listedeki kitapların bazılarını ülkemizde bulmak zor olduğundan 200 kitaplık bir hedef koydum kendime. Tabii önceden okuduklarım da var aralarında ama yine de yüksek bir iddaa bence :)

 Challenge'ımın linkini vermek yerine ana sayfadaki kategorilerden birine koymayı, okuduklarımı kalın harflerle gösterip, Türkçe isimlerini de parantez içinde yazmayı düşünüyorum. Şimdilik bu kadar... Gazamız mübarek olsun :)

13 Şubat 2014 Perşembe

Saksı Olmanın Faydaları

PUAN: 8/10

KİTABIN KONUSU
 Charlie; zor zamanlar geçirmiş (bu zor zamanları yazıp spoiler vermeyeyim dedim), çekingen, saf bir arkadaşımız. Liseye başlamak Charlie için kabus gibi gelmiştir bu yüzden. Ama Patrick ve Sam'le tanışması ile Charlie'nin lise hayatı kabus olmaktan çıkar. Yeni arkadaşları Charlie'ye hiç yaşamadığı deneyimleri tattırırken, Charlie de -farkında olmadan da olsa- yeni arkadaşlarına, farklı bir bakış açısıyla bakmayı öğretir.

NEREDEN ESTİ?
 Emma Watson'ın Harry Potter serisinden sonraki ilk ciddi işi olduğu için "The Perks of Being a Wallflower" yani Saksı Olmanın Faydaları filmini büyük bir merakla  bekleyip, sonunda izlemiştim. İzlemeden önce filmden ne beklediğimi tam olarak bilmiyorum ama beni, daha sonra filmi defalarca izlememe neden olacak kadar etkilemişti. Daha sonra araştırdım ki filmin yönetmeni, yıllar önce yazdığı aynı isimli bestseller kitabından uyarlamış bu filmi. Ben de merakla kitabın Türkçe'ye çevrilmesini beklemeye başladım ve beklediğim gibi, çevrildi de. Bana da sadece her sahnesini ezberlediğim filmin bu kitabını okumak kaldı.

   5 YORUM


1-Öncelikle şunu söyleyeyim: The Perks of Being a Wallflower filmi benim için çokkaliteli ve değerli bir film olduğu için, kitabı filmden bağımsız ve objektif olarak değerlendirebileceğimden şüpheliydim aslında. Sonra düşündüm de; zaten filmin senaryosu ve yönetmenliği kitabın yazarına ait. Bu yüzden, kitabı filmle paralel olarak değerlendirmemde bir mahsur yok bence :)
  Filmi ilk izlediğimde tamamını anladığımı zannetmiştim. Ama birkaç izleyişten sonra ayrıntılara önem veren bir film olduğunu farkettim ve bu ayrıntılar çok hoşuma gitti. Ama hala aklımda birkaç soru (mesela Charlie'nin mektupları kime yazdığı gibi) vardı ve bunların cevaplarını kitapta bulabileceğimi düşündüm. Öyle de oldu. Genel olarak, kitabın filmden daha kapsamlı olduğunu söyleyebilirim yani.





LinkWithin