7 Ocak 2014 Salı

Cehennem

PUAN: 7/10

KİTABIN KONUSU
Kahramanımız Robert Langdon gözlerini hastanede açar. Başından kurşun yemiştir ve son iki günü hafızasından silinmiştir. Kendini; hiç beklemediği bir yerde, tahmin bile etmediği kişilerle, beklenmedik bir kaçış ve arayışın içinde bulur.

NEREDEN ESTİ?
Dan Brown'ın tüm kitaplarını beğenerek okuyan biri olarak, son kitabını Migros'ta % 40 indirimle görünce hemen üstüne atladım :)

5 YORUM
1-İçinde hafıza kaybı geçen kurgularda seyirciyi/okuyucuyu şaşırtmanın çok kolay olduğunu düşünenlerdenim (Bu yüzden "Memento" filmine, methiye düzecek derecede hayran olanlara hep gıcığımdır). Yazarın bu konuda kolaya kaçmış olmasını düşünmek beni biraz hayal kırıklığına uğratsa da kitabı okuma hevesimi pek azaltmadı aslında.

2-Kitabın ilk 50 sayfası falan akıcılık açısından gayet iyiydi; ama sonraki 200 sayfa falan, okurken beni mahvetti resmen. Nedenine gelince: Dan Brown kitaplarında, gezilen yerlerin isimlerine ve kısa tarihçelerinin açıklanmasına alışkınız; ama bu kitapta, yazar bu işin suyunu çıkartmış maalesef. Karakterler iki kelime konuşuyor ve 3-4 sayfalık bölümlerin kalan kısmında, adım başı gezilen yerler uzun uzun anlatılıyor. Tüm bu yerler ve eserler bi de İtalyanca olunca, okumak imkansız hale geliyor ve sabrınızın sınırlarını zorluyor.(Kitabı 1 ayda bitirmemin nedeni budur zaten; bahsettiğim 200 sayfayı 3 haftada falan, kendimi zorlayarak okudum maalesef)

3-Kitabın İstanbul'da geçen bölümü diğer bölümlere göre daha iyiydi bence. İstanbul ve Türk halkı gayet iyi betimlenmiş bence. Kötü bir yer varsa da, ben farketmedim :)

4-Maalesef, kitabın arka kapağını okuyunca, kitabın sonunu kolaylıkla tahmin ettim (Hem de daha kitabı okumaya başlamadan). Sırf İstanbul ismiyle kitabın tirajını arttırmak uğruna böyle büyük spoilerları daha kitabın hemen arka kapağından vermek çok gereksizdi bence.

5-Biliyorum, çok fazla olumsuz eleştiri yaptım. Evet, okuduğum en kötü Dan Brown kitabıydı; ama kitabın sonunda bulunan "şey"in yerini önceden tahmin etsem de, olayların nedenini ve karakterlerin tüm bu olaylardaki rolünü hiç tahmin edememiştim ve bu konuda şaşırdığımı itiraf edebilirim. İlahi Komedya eserini sıkmadan, özet bir şekilde tanıtmak ve Dan Brown'ın klasik ve etkili final çıkarımları da, bu kitabı vasat olmaktan kurtaran etmenlerdendi.

5 Ocak 2014 Pazar

Coraline

PUAN: 7/10

KİTABIN KONUSU
Ailesinin bir türlü vakit ayıramadığı küçük kaşif Coraline, yeni taşındıkları evde kendi dünyasına benzeyen bir dünyaya açılan bir kapı keşfeder. Bu kapıyla birlikte, korkunç maceralar da Coraline'ın peşini bırakmaz artık.

NEREDEN ESTİ?
Yazarın ismi yetti aslında: Neil Gaiman.

5 YORUM
1-Değişik tipte kapılardan geçilmesiyle yeni bir dünyaya geçme fikrine Narnia Günlükleri, Alice Harikalar Diyarında gibi kitaplardan alışkınız aslında. Ama yine de Neil Gaiman'ın anlatımındaki özgünlük, bu klişeyi görmezden gelmenize olanak sağlıyor.

2-Coraline'ın geldiği yeni dünya ve karakterler çok iyi düşünülmüş bence.(Neil Gaiman'a bir alkış daha!) Spoiler vermemek için pek ayrıntıya girmiyorum; ama kişiye özel bir dünya tasarlanması ve bu dünyanın amacı gayet özgün ve korkunçtu.

3-Kitapta merak ettiğiniz her sorunun cevabını bulamıyorsunuz. Ama bu bir eksiklikten ziyade, bir merak unsuru görevi görmüş bence. Kötü yaratığın ve yeni dünyanın ne oldukları ve nereden geldikleri uzun uzun anlatılmamış, ama mesela şu an bile bunlar hakkında kendi kendime teoriler üretebiliyorum.

4-Kitabın üstü kapalı anlatımına rağmen, oldukça korkunç olduğunu söyleyebilirim. Tamam, kabuslara girecek kadar bir korkunçluktan bahsetmiyorum(özellikle yetişkinler için) ama kitabı "çocuk kitabı" kategorisine koyamayacağımız ürkütücü bir gotik havası var bence.

5-Kitabın stop-motion film uyarlaması ile ilgili yorumlarım için aşağıdaki linke alayım sizi:

2 Ocak 2014 Perşembe

Goodreads

   Geçenlerde keşfettiğim kitap dolu bir site oluyor kendileri (Biliyorum, çoğunuz bu siteyi bu kadar geç keşfettiğim için benle dalga geçiyorsunuzdur şu an; ama yapacak bişey yok maalesef).
 

  Film izlemeden önce IMDB puanlarını ciddi bi şekilde göz önünde bulunduran biri olarak kitaplar konusunda da böyle gerçeğe yakın puanlamanın yapıldığı bir sitenin olduğunu öğrenmek, haliyle çok sevindirdi beni. Tamam, nadir de olsa bazı kitapların(isim verip rencide etmek istemiyorum :) ) puanları çok şişirilmiş olabiliyor ya da çok sevdiğim bazı kitapların oy sayısının az olması moralimi bozabiliyor ama bu kadarı da olsun artık.

  Goodreads sitesiyle ilgili en sevdiğim şeylerden biri de yıllık reading challange'ları. O yıl ne kadar kitap okuyacağına dair bir hedef koyuyor ve her kitap okuduktan sonra hedefle ilgili ilerlemeni rakamsal verilerle görebiliyorsun. 2013'te geç başladığım ve sınav dönemine denk geldiği için 6 kitap hedefi koymuştum mesela (8 kitap okudum sonuç olarak; fazladan 2 kitap da benden olsun hadi diyerek). Bu sene işi abartıp, 100 kitap okumayı hedefledim. Sonumuz hayrola :) Yan taraftaki goodreads eklentimden beni ve iddiamdaki ilerlememi takip edebilirsiniz bu arada (ama şimdiden söyleyeyim; hedefin çok altında kalırsam dalga geçmek ya da bilgisayar başında hınzırca sırıtmak yok, ona göre).
  Herkese bol kitaplı yıllar :)

1 Ocak 2014 Çarşamba

Yeni Yıl Yeni Yazılar

  Blogum yeni olmasına rağmen okulların açılmasıyla bi boş vermişlik sardı beni ve yazmayı bıraktım malumunuz. Ama yeni yılla birlikte birçok yeni yazı daha yazmam gerektiğine karar verdim. Hem de final zamanım olmasına rağmen (düşünün artık) :) Bu da yeni yılın ilk yazısı oluyor bu arada (Bakın, ilk yazımı yazdım bile). 

  Tamam, bu yazıyı çok uzatmamam gerekiyormuş hissine kapıldım sanki (sürekli parantez içinde açıklamalar yazmamdan anlayabilirsiniz nedenini) ((bakın, yine yaptım))...

  Her neyse... Yazıma burada son verirken; yeni yılın herkese umut, barış, sağlık, mutluluk ve bol kazanç getirmesini dileyerek, yılın ilk klişesine imza atmak isterim :) 

  En iyisi ben susayım da Sertap konuşsun:


30 Eylül 2013 Pazartesi

KÜÇÜK ARI

PUAN: 8/10

KİTABIN KONUSU
  Kitap, Nijeryalı Küçük Arı ile İngiltereli O'Rourke ailesinin yaşadıklarını ve kesişen hayatlarını anlatıyor.

NEREDEN ESTİ?
  Kütüphanede sürekli gözüme takılan bir kitaptı. Bestseller fobim yüzünden hep uzak duruyordum bu kitaptan da. Yine kütüphanede kitap bulamadığım bir gün "Bari bunu alayım," deyip, kitabı okumaya karar verdim.

5 YORUM
1-Kitabın en sevdiğim yanından başlayayım öncelikle: Yazar kelimeleri çok iyi kullanıp, öyle güzel tespitlerde ve teşbihlerde bulunmuş ki... Okurken sizi hiç zorlamayan derin bir anlatımın içinde buluyorsunuz kendinizi.

2-Kitabımız bölümlerden oluşuyor ve sırayla, Nijeryalı göçmen Küçük Arı ve İngiltereli Sarah'nın gözünden takip ediyoruz olayları. Aslında iyi bir düşünce... Ama Küçük Arı'nın anlatımındaki özgünlük ve kaliteyi Sarah'nın gözünden anlatımın olduğu bölümlerde bulamamak biraz kötü oldu benim için. Sarahlı bölümleri hemen geçmek istedim bu yüzden.

3-Çok önemli değil gerçi ama bazı tespitlerin, hatta bazı cümlelerin birden fazla tekrarlanması biraz rahatsız edici ve sıkıcı olmuş. Çok fazla değil ama yine de...

4-Yazarın kitap sonunda, kitapla ilgili  yaptığı araştırmaları ve kaynaklarını açıklaması etkileyici bir unsur olmuş. Dan Brown da kitaplarında bu şekilde kaynak gösterip, kitaptaki kurum ve kuruluşların vs gerçekliğini gözler önüne seriyordu. Bu yüzden hemen Dan Brown kitapları geldi aklıma nedense. Tabii bu şekilde başka yazarlar da vardır; aklıma şu an gelmiyor. Sonuç itibariyle benim hoşuma giden bir unsur oldu.

5-Yazarın harika tespitleri olduğundan bahsetmiştim. Onlardan 2'sini yazmak istedim. İlki İngiltereli Sarah'nın, 2.si ise Nijeryalı göçmen Küçük Arı'nın gözünden anlatılan bölümlerden alıntıdır:

  "Koridorun bizim tarafındaki düz ekran televizyonda BBC Haber 24 vardı, sesi kısıktı. Bir savaştan görüntüler vardı. Savaşa karışan ülkelerden birinden dumanlar yükseliyordu. Hangisi olduğunu sormayın bana; orasını kaçırdım. Savaş dört yıldır sürüyordu. Oğlumun doğduğu ay başlamıştı, birlikte büyüdüler. İlk başta ikisi de büyük bir şok olmuştu ve sürekli ilgi istiyorlardı; ama yıllar geçtikçe daha bağımsız oldular ve insan daha uzun süreler için gözünü üzerlerinden ayırabilir oldu. Bazen onlara bir an için bütün dikkatimle bakmamı gerektirecek bir olay olur -oğluma ya da savaşa- ve bu zamanlarda hep, "Vay canına, sen büyümemiş miydin," diye düşünürüm."


  "Macera nedir? Bu, maceraya nerede başladığınıza bağlıdır. Sizin ülkenizdeki küçük kızlar, çamaşır makinesi ile buzdolabının arasındaki boşluğa gizlenip, etraflarının yeşil yılanlar ve maymunlarla sarılı olduğu bir ormanda olduklarını hayal ederler. Ben ve ablam, yeşil yılanlar ve maymunlarla dolu ormanda bir boşluğa gizlenip, çamaşır makinemiz ve buzdolabımız olduğunu hayal ederdik. Siz makineler dünyasında yaşıyorsunuz ve kalbi çarpan şeylerin düşünü kuruyorsunuz. Biz makineleri düşlüyoruz çünkü çarpan kalplerin bizi terk ettiğini gördük."

27 Eylül 2013 Cuma

Percy Jackson Şaheserleri


  Percy Jackson ve Olimposlular serisine başlamadan önce deviantart isimli siteye kayıtlıydım. Bu site, herkesin görsel eserlerini(resim, photoshop, fotoğraf...) paylaştığı bir site.
 
  Bu sitede beğendiğim pek çok sanatçı vardı. Ama "burdge-bug" isimli üyenin tarzına ve çalışmalarına ayrı bir bayılıyordum. Eğer merak ediyorsanız, bu da burdge-bug'ın kendisi oluyor:

  
  burdge-bug, bir ara sürekli Percy Jackson serisinden karakterler çizmeye başlamıştı ve çizimleri çok beğenmeme rağmen, kitapları okumadığım için bu karakterleri tanımıyordum. İşte o an Percy Jackson serisini okumamış olmam içime dert oldu.

  Ama geçen gün, seriyi bitirip resimlere baktım ve şaka maka içimde bir rahatlama oldu.

  Tabii sonra fark ettim ki burdge-bug, Olimpos Kahramanları serisinden karakterler de çizmeye başlamış. Yine olaya Fransız kaldım anlayacağınız :)

  Tüm seriyi okuduysanız ya da benim kadar vesveseli değilseniz, buyrun size çok yetenekli burdgebug'ın birkaç Percy Jackson çalışması ve tüm çalışmalarını bulabileceğiniz deviantart sayfasının linki:
 

               http://burdge-bug.deviantart.com/gallery/





  NOT: Ayrıca burdge-bug'un Harry Potter ve Açlık Oyunları çizimlerine de bir bakın derim. Pişman olmazsınız...


  Eğer merak ediyorsanız, bu da benim deviantart sayfam:
                 http://vanesrak.deviantart.com/gallery/
 

21 Eylül 2013 Cumartesi

SON OLİMPOSLU

PUAN: 7.5/10 
(Aslında 8 puan vermeyi düşünüyordum ama Fahrenheit 451 gibi kitaplarla aynı puanı verirsem o kitaplara haksızlık olur diye düşündüm. Serinin çoğu kitabı gibi 7 puan vermek de istemedim ve sonunda 7.5'da karar kıldım)

KİTABIN KONUSU
Kronos savaş için tüm hazırlıklarını yapmıştır artık. Tanrıların Tayfun'la baş etmek zorunda kalması nedeniyle Olimpos'un kurtuluşu artık Melezlerin elindedir. Percy bir yandan Olimpos için savaşırken, bir yandan da büyük kehanetle baş etmeye çalışacak ve çok zorlu sınavlardan geçecektir.

NEREDEN ESTİ?

  Lisedeyken yurttan oda arkadaşım "Şimşek Hırsızı" isminde bir filme gittiğini ve çok eğlendiğini söyledi; karakterlerin konuşmaları falan çok eğlenceliymiş. Ben de o aralar sinemaya gidemeyeceğim için biraz kıskandım. Ama sonra "Şimşek Hırsızı" gibi orijinal bir fikrin sinema sektöründen çıkması ihtimalinin düşük olduğunu düşünüp google'a girdim. Düşündüğümde haklı çıkmıştım; Şimşek Hırsızı Rick Riordan isimli yazarın 5 kitaplık Percy Jackson ve Olimposlular serisinin ilk kitabıymış. Hemen gidip arkadaşıma gösterdim tabii. Uyarlama filmlerin kitapla aynı kaliteyi yakalama ihtimalinin 1000'de bir ihtimal olduğunu o da bildiğinden hemen "Keşke önce kitabını okusaydım!" diyerekten sızlanmaya başladı. Tabi benim kıskançlığımın yerini bir rahatlama, üstünlük duygusu aldı. Çünkü ben filmin getirdiği herhangi bir eksi ve spoiler olmadan, güzel bir seri olduğundan emin olarak tüm seriyi alıp okuyacaktım. Ama gelgelelim elde fazla para olmayınca tüm seriyi ancak 3 yıl sonra kitap fuarındaki adamlara zorla indirim yaptırarak alabildim. Seriyi tamamlamak geç ve güç olsa da kitaplıkta seriyi her gördüğümde bu anım aklıma gelir ve gereksiz bir kibir kaplar içimi. Bu arada seri hala devam ediyor. Diğer kitaplar da bir 3 sene sonraya elime geçer artık :)

5 YORUM
1-Öncelikle, yazarın konuyu uzatmayıp direk olarak Percy'nin 16. yaş gününün 10 gün öncesinden kitaba giriş yapması çok hoşuma gitti. Kamp günlerini ve savaş planlarını uzun uzun okumaktansa böyle hızlı bir giriş daha iyi geldi bana. (Şimdi araştırıp öğrendim ki kamp günleri, savaş hazırlıkları Melez Dosyaları isimli ayrı bir kitap içinde toplanmış
)


2-Serinin başından beri okuyucuyu merakta bırakan o kadar soru vardı ki... Serinin bu son kitabıyla tüm sorulara cevap verilmiş. Benim gibi, çok uçuk şeyler bekleyen tiplerdenseniz, biraz hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz tabii. Çünkü, nedense bana çok enteresan gelmedi çoğu cevap. Halbuki kitabın ortalarına doğru öyle yerler oldu ki, Percy ve Luke arasında doğaüstü bir bağ bile olabileceğine dair tahminler yürütmeye başladım. Ama kitap, en başta tahmin ettiğim sonla bitti. Tamam, iyi bir sondu ama harika bir son da değildi.(Biz kiii Harry Potter serisinin inanılmaz finalini okumuş bir nesiliz!!! sonuçta)

3-Birkaç yerdeki önemli mantık hataları gerçekten kafamın karışmasına sebep oldu. Onları uzun uzun spoiler başlığı altında yazmam gerekeceği için yazmasam daha iyi olur diye düşündüm.(Okurken siz de ne dediğimi anlayacaksınız nasılsa)

4-Serinin önceki kitaplarıyla ufak ufak bağlantılar kurup bir bütünlük sağlanmış. Bu da bir kitap serisi için en büyük artılardan biri bence.

5-Serinin son kitabı olarak beni çoğunlukla tatmin etti açıkçası. Luke karakterinin oldukça sığ anlatıldığı 4 kitaptan sonra bu kitap hızır gibi yetişti bence.(Team LUKE!!! :) Mantık hatalarını saymazsak, savaş bölümleri de tatmin edici sayılırdı bence. Tüm seri mitoloji ansiklopedisinden olayları kopyala-yapıştır üslubuyla yazılıp; karakter analizleri, psikolojik tahliller vs oldukça arka plana atılmıştı. Ama bu kitapta buna daha az rastlıyoruz. Kamptaki diğer Melezlerin de yaşamlarına, duygularına ve düşüncelerine tanık oluyoruz ve öldüklerinde tek bildiğimiz isimleri ve birkaç yüzeysel özellikleri olmuyor. Sonuçta; final olarak iyi bir kitaptı diyebiliriz ama yazarın serinin diğer kitaplarında aynı derinliği yakalayamaması serinin zayıf kalmasına neden olmuş maalesef :(
  Bir seriyi daha bitirmenin keyfiyle herkese selamlar eder; büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden  öperim :) Esen kalın...

LinkWithin