KİTABIN KONUSU
-Kitap kapağından alıntıdır.-
Sıradan bir günde...
On yedi yaşındaki Mia, bir genç kızın isteyebileceği her şeye sahiptir: sevgi dolu bir aile, ona âşık bir erkek arkadaş, müzik ve olasılıklarla dolu parlak bir gelecek...
... bir saniyede her şey değişir...
Bir sabah ailesiyle yolculuğa çıkan Mia'nın hayatı bir anda altüst olur. Kendini, kaza geçirdikleri arabanın enkazından yaralı bedeninin çıkarılışını izlerken bulan genç kız, parçaları yavaş yavaş birleştirince neler kaybettiğinin ve geride bıraktıklarının farkına varacaktır. Hayat ve ölüm, mutlu bir geçmiş ve bilinmezliklerle dolu bir gelecek arasındaki ince çizgide yürüyen Mia, bir günde hayatının en önemli seçimini yapmak zorunda kalacaktır.
NEREDEN ESTİ?
Yerli ve yabancı birçok blogger'ın bu kitaptan bahsettiğini duymuştum. Konusu bana klasik geldiği için parama kıyıp da almamıştım bu kitabı. Kütüphanede bu kitabı görünce ve çok da uzun bir kitap olmadığını fark edince bi' alıp okumaktan zarar gelmez diye düşündüm.
5 YORUM
1-Çok yüzeysel ama benim için önemli olan bir konudan başlamak istiyorum yorumlarıma: Kitap kapağı. Cidden bu kadar dandik bir kapağı nasıl hazırlayabilmişler merak ettim. Sen git, uzun süre uğraşıp büyük emeklerle bir kitap yaz, sonra da kitabın baş karakteriyle bile uyuşmayan(kitapta Mia'nın göz renginden "koyu" olarak bahsediyor mesela) bir kızın profilden çekilmiş resmini 90 derece çevirip kitabın kapağına koy. Kitabı en başta almamamın sebeplerinden biri de buydu. Kitap kapağına gerçek insan resimlerini koymak 90'lı yıllarda kaldı zannediyordum halbuki. Bırakın da karakterleri kendi hayal gücümüzle belirleyelim, aksi takdirde kitabını okumaz, filmini seyrederdik. Neyse işte, uzun lafın kısası, kapak olmamış. Halbuki kitabın başka yabancı bir basımındaki şu basit kapak bile bundan katbekat daha etkileyiciydi:
2-Kitabın sevdiğim bir yönüyle devam edeyim: Kitap gerçekten çok hızlıydı. Özellikle kaza sahnesi o kadar basit(iyi anlamda tabi), hızlı ve etkileyici gerçekleşti ki, yazara şapka çıkarmak istedim. Ayrıca flashback'ler de oldukça yerinde ve yalın bir şekilde hikayeyi sağlamlaştırmıştı. Uzun ve gereksiz betimlemelerin olmadığı, 230 sayfalık akıcı bir kitaptı anlayacağınız. Ben aldığım gün birkaç saat içinde bitirdim mesela. Siz benden de çabuk bitirirsiniz büyük ihtimalle :)
3-Kitabın sevdiğim bir diğer yanı ise "acımasız"lığıydı. Bu konuya spoilersız giremeyeceğim için biraz üstü kapalı anlatayım: Yaşanan çok acı bir olayı, yazar uzun betimlemelerle dolandırmaya gerek duymadan direkt olarak okuyucuya sunmuş ve bence çok da etkili olmuş. Bazı kişilerden bahsedilirken de yazar yine "acımasız" davranmış ve oldukça dobra tasvirlerde bulunmuş. Ama maalesef baş karakterimizin hafif "sap"lığı pek olmamış. Şöyle ki: Mia'nın başına gelmeyen kalmıyor ama kızın benden daha az üzüldüğüne garanti verebilirim belki de. Ama bunu, kızın arada hayalet gibi sıkışmasına bağlı olarak kişiliğinde bir değişim olduğunu göze alarak da değerlendirebilirsiniz. Ya da ben mi çok iyimserim bu konuda, bilemedim...
4-Gelelim kitabı benim gözümde bu kadar aşağı seviyelere çeken noktaya: Klişe bombardımanı. Tamam, yazarın anlatımına diyecek çok bir sözüm yok, ortalamanın üzerindeydi. Ama cidden bu kadar klişe başka bir konu olduğunu düşünmüyorum. Hayalet sevgililerin volta attığı Amerikan filmlerinden tutun da, konu bulamayıp sezon finalinde baş roldeki oyuncuyu ölüm döşeğindeyken hayalet gibi yakınlarının etrafında gezdiren Türk dizilerine kadar birçok yerde benzerine karşılaşabileceğiniz bir konu. Ama asıl önemli benzerlik "Cennetimden Bakarken" kitabıyla olandı bence. O kitapta da öldükten sonra arada sıkışıp ailesinin, sevgilisinin falan etrafında gezen bir kız anlatılmıştı ve doğrusunu söylemek gerekirse bu kitaptan daha etkileyiciydi. Eğer "Cennetimden Bakarken"i okumadan bu kitabı okumuş olsaydım, her şeye rağmen benim için daha etkileyici bir kitap olabilirdi belki de. Ama maalesef, ister istemez bu kitabı sadece "Cennetimden Bakarken"in çakması olarak görüyorum ve kitabın saydığım tüm iyi yönleri bile bu eksi yönünü kapatamıyor.
5-Kitapla ilgili ekler hoşuma gitti aslında: Yazarla röportaj, kitapta geçen müzikler ve yazarın gözünden bunların hikayesinin kısaca anlatıldığı 3-4 sayfalık bölüm ve kitabın esinlenildiği, yazarın başından geçmiş olayın üstü kapalı özeti. Bu 3 eki de beğendim ve gerçekten kitabı tamamlayıcı nitelikte olmuş.
NOT: Kitabın, baş rolünde 17 yaşındaki Chloë Grace Moretz'in oynadığı film uyarlaması da yakında sinemalarda olacak. İşte filmin afişi ve fragmanı:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder