17 Temmuz 2013 Çarşamba

POLLYANNA(100. Yıl)

  PUAN: 7/10

   KİTABIN KONUSU
  Küçük yaşta annesini kaybeden Pollyanna babasını da kaybedince Pollyanna'nın bir akrabasının yanında yaşaması daha uygun görülür ve teyzesinin yanına gönderilir. Zengin ve huysuz teyzesi Pollyanna'nın babasından nefret etse de ona bakmayı "görev" olarak görür ve istemese de kızla ilgilenmeğe başlar. Pollyanna'nın geldiği bu yeni kasabada insanlar birbiriyle anlaşmaktan uzaktır, geçmişteki kavgalarını ve şimdiki kıskançlıklarını hiç bırakmazlar. Ama Pollyanna babasının ona öğrettiği "mutluluk oyunu" sayesinde tüm bunlardan kaçınır ve kendisiyle oynamaları için kasabadakilere bu oyunu öğretmeğe başlar. Kasabalılar yavaşça farkedecektir ki bu oyun çocuk oyunundan öte bir şeydir ve hayatları artık eskisi gibi değildir.
  

    NEREDEN ESTİ?
  "Pollyannacılık oynamak" gibi bir kalıbı sürekli kullanıp da "Pollyanna" kitabını okumamak ayıp olur dedim ve bunun üzerine kısaltılmamış orijinal versiyonunu alıp okumaya başladım. Aslında hakkında yazmak konusunda kararsızdım; ama yazılışının 100. yılı olduğunu öğrendiğimde "Belki de bu bir işarettir" diyerekten yazmaya koyuldum.
  

 5 YORUM
1-Öncelikle Türklerin Pollyanna uyarlaması olan 1971 yapımı "Hayat Sevince Güzel"den bahsetmek istiyorum. Birebir olmasa da filmde kitaptan birkaç bölüm çıkarılmış ve yerine Türk filmi klişeleri yerleştirilip birkaç müzikal numaralar eklenmiş. Kitabın başlarında Pollyanna diyince sürekli aklıma Ayşecik gelse de ilerleyen bölümlerde bu bağ giderek azaldı. Ama Polly teyzeyi sürekli filmdeki  karakterle bağdaştırdım. Biraz garip gelebilir ama filmde en beğendiğim, en havalı karakterdi kendisi. Şu an filmi acımasızca eleştirebiliriz; ama benim için yeri ayrıdır, kendileriyle ilgili bolca anım bulunmaktadır. Hem topu topu kaç müzikal nitelikli filmimiz var ki?(Dikkat ettiyseniz tam müzikal demedim; ama birkaç numarası olsa da hepimiz için sıcak bir anısı vardır eminim.)
 

2-Ben bu kitaba "100 yıllık kişisel gelişim kitabı" diyorum; çünkü şimdiki kişisel gelişim kitaplarının 400-500 sayfada uzun uzun ve sıkıcı bir şekilde anlattıkları şeyleri bu kitapta hiçbir şekilde sıkmadan, kurgunun içinde fazla göze batmayacak şekilde bulabiliyorsunuz.
 

3-"Mutluluk oyunu" üzerine kurulu kitapta bu oyun başlarda fazla iyimser ve çocuksu gelse de zamanla "Neden biz de bu oyunu oynayamıyoruz ki?" dedirtebiliyor insana. Bir bölümde fazla karamsar bir adama Pollyanna'nın, tepesinde hala güneş olduğu için mutlu olması gerektiğini söylemesinin ardından televizyonda güneşin gizemleriyle iligili bir konuşmaya denk geldim ve içimden "Vay be, kız haklıymış!" diye geçirdim. Sonra bu oyunu bir de ben deneyeyim dedim; ama fazla başarılı olduğum söylenemez.(Oruçta, güneş tepedeyken 17 saat aç-susuz kalıp mutlu olmak fazla olası değil.)
 

4-Tamam, bu belki biraz saçma gelecek; ama Pollyanna'nın kedisininin adı Fluffy ve köpeğinin adı da Buffy'di. Sıkı bir Buffy: The Vampire Slayer hayranı olduğumdan her "Buffy" kelimesini okuduğumda yüzümde aptal bir sırıtış belirdiğini  farkettim. Evet, size aptalca gelebilir; ama Pollyanna olsaydı tek kelime ile mutlu olabildiğim için benimle gurur duyardı.(Şu mutluluk oyunu işini tekrar düşünebilirim herhalde.
 

5-Son yorum olarak kendi çizdiğim, "Modern Pollyannacılık" dediğim karikatürü paylaşıp son veriyorum:                                                            




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin