PUAN: 8/10
KİTABIN KONUSU
-Kitap kapağından alıntıdır.-
Çocukluğumda çok yaramazdım. Annem, benden söz ederken, “Benim kız öyle yaramaz ki, gün olur düz duvara tırmanır, gün olur gökyüzüne kement atar,” derdi. Büyüyüp olgunlaşsam da, ben hâlâ eserlerimi yazarken, bir bakıma gökyüzüne kement atıyorum. Düşler, düşünceler, türlü fanteziler, en çok da yüreğime sığdıramayacağım kadar sevgi ve coşku yakalıyorum. Yetmiş iki kitabımı, işte o ganimetlerle yazdım. Eserlerimle ben bir bütünüz. Başka bir deyişle, eserlerimin yazılış öyküleri, YAŞADIKLARIMLA DÜŞLEDİKLERİM’in bileşiminden oluşuyor.
NEREDEN ESTİ?
Kütüphanede kitapları incelerken rastladım bu kitaba ve daha önce hiç otobiyografik kitap okumamış biri olarak, bu türde okuyacağım ilk kitabın, küçükken (8-9 yaşlarındayken) kitabını okuyup da ismini ezberlediğim "ilk" yazara ait bir kitap olmasını istedim:)
5 YORUM
1-Kitabın otobiyografik bir kitap olduğunu yazdım aslında ama tam olarak öyle bir kitap değil. Yazar da kitabın başında, bu kitabı anı veya yaşam öyküsü gibi belli bir başlık altında ele alamadığını söylüyor. Yazar aslında her bir kitabını ve bunların yazılış hikayelerini anlatıyor bu kitapta. Bunu yaparkende de zamanda ileri ve geri giderek anılarını anlatıyor ve buna bağlı yaşam öyküsünü de okumuş oluyoruz yazarın. Değişik bir tarz açıkçası ve ben çok beğendim. Yazarın kaleminin ustalığı da beğenmemde oldukça etkili oldu.
2-Yazar sadece kendi yaşamını anlatmıyor bu kitapta. Ülkemizin ve dünyanın özellikle son yüzyıl içinde bulunduğu toplumsal, sosyal ve bilimsel olayları da gözler önüne seriyor yazar. Kitabı okurken akıcı bir tarih kitabı okuyor gibi de hissedebiliyorsunuz kendinizi bu sayede. Çocuk edebiyatının ülkemizde bir zamanlar sadece çeviri kitaplar üzerine kurulduğunu, kadınların öğretmen olmak için kocalarından izin belgesi almak zorunda olduklarını, dünyadaki birçok bilimsel gelişmenin aşamalarını vs. bu kitapla öğrendim mesela.
3-Ben ilk olarak küçükken okuduğum "Küskün Ayıcık" hikaye kitabıyla tanımıştım Gülten Dayıoğlu'nu ve ismini hiç unutmamıştım nedense. Meğerse daha önceden bu yazarın yazdıklarını okumasam da dinlemişim: Daha okuma yazmayı bilmeyecek kadar küçükken, ablam, çoğunuzun da bildiği "Ayşegül" serisini okurdu ve ben de resimlerinden ilgiyle takip ederdim onu. Bu kitabı okurken öğrendim ki, orijinali Fransızca olan bu serinin çoğu kitabını da Gülten Dayıoğlu çevirmiş.
4-Yazarın gözlem becerisine hayran kaldım. Kitabı için gerektiğinde 40 yaşından sonra diskoteklere gitmiş, hiç sevmediği konken partilerine katılmış, yüksek dozlu zikirlerin olduğu (benim küçükken epey korktuğum bir eylemdi) mevlitlerde bulunmuş ve kitaplarının gerçekçilikten uzak olması için elinden geleni yapmış yazar.
5-Yazarın Türkiye ve Dünya'da gezmedik yer bırakmaması da hafiften bir kıskanmama sebep oldu. Bu gezilerini kitaplara taşımasının yanında, buralarda gördüğü yerleri ve efsaneleri yer yer kitaplarına konu edinmiş yazar.
Gülten Dayıoğlu'nun yıllar önce birkaç kitabını okudum sadece ve artık kitaplarının yaşıma uygun olacağını da pek sanmıyorum. Ama yine de, bu kitabı okuduktan sonra, ilkleri başaran Gülten Dayıoğlu'nun anne, öğretmen, gezgin ve yazar kimliklerine hayran oldum.
-SON-
21 Haziran 2015 Pazar
15 Haziran 2015 Pazartesi
CNBC-e'nin Yarışmasında İlk 10'a Girmişim :D
Gençler! Bir kısmınızın da bildiği gibi, CNBC-e "Taht Oyunları" temalı bir yarışma düzenlemişti. Ben de bu aralar resim konusunda farklı çalışmalar denediğimden (Bakınız: Kendi Justice League Kitap Ayraçlarımı Yaptım), bu yarışmaya katılmak istedim ve günler süren çalışmalarım sonunda şöyle bir şey ortaya çıkardım:
Sadece Cersei'nin taslakları bile hatırı sayılır vaktimi aldı:)
Ama gerçekten, yaparken çok eğlendim ve umarım siz de beğenmişsinizdir:)
Oy kullanmak isterseniz bu linkten kullanabilirsiniz: http://www.cnbce.tv/tahtoyunlari
Drogon eşliğinde Cersei'yi ziyaret :) |
Cersei çizim denemelerimden:) |
Oy kullanmak isterseniz bu linkten kullanabilirsiniz: http://www.cnbce.tv/tahtoyunlari
13 Haziran 2015 Cumartesi
Kendi Justice League Kitap Ayraçlarımı Yaptım
Biraz zamanımı aldı ama sonunda Flash, Green Arrow ve Black Canary üçlüsünden oluşan kitap ayraçlarımı tamamlayabildim.
6 Mayıs 2015 Çarşamba
Çocukluğumun Kayıp Filmi Kitap Uyarlaması Çıktı!
Yıllar önce, ben küçükken, Kanal D şimdiki gibi her saniye dizi vermek yerine, hafta sonları sabahları ve öğlenleri çocuklara yönelik filmler yayınlardı. Bunlardan birini yarısından sonra yakalayıp izlemeye başladığımda yerimden bile kalkamayacak kadar beğendiğimi hatırlıyorum. Filmde 5-6 çocuk biraraya gelip, evlerinin satılmasını önlemek için bir hazinenin peşine düşüyorlardı. Filmi çok beğenmiştim, bazı haftasonları zap yaparken Kanal D'ye denk geldiğimde ara sıra hala aklıma geliyordu hatta. Ama zaman içinde unutmaya başladım bu filmi. Ta ki geçen gün John Green'in paylaştığı şu vlog'a denk gelene kadar:
Video kısaca John Green'in "Kağıttan Kentler" kitabının film uyarlamasının kitaba bağlı kalıp kalmamasından ve kitapların film uyarlamalarından bahsediyor. John Green, kitap uyarlamalarının başarılı olması için kitaba birebir bağlı olmasına gerek olmadığına benzer bir şeyler diyor ve örnek olarak Steven Spielberg'in 1985'te yazdığı "The Goonies" kitabından ve kitaba pek bağlı kalmasa da çok iyi bir film olan aynı isimli film uyarlamasından bahsediyor.
Videoda filmin afişini görür görmez bu filmin, benim yıllar önce bir haftasonu sabahı Kanal D'de izlediğim o film olduğunu anladım hemen. John Green filmin konusundan da kısaca bahsedince kesinlikle emin oldum ve internetten hemen "edindim" filmi.
Türkiye'de "Define Adası" gibi klişe bir isimle yayınlanmış olsa da, gerçekten de hatırladığımdan bile harika bir filmdi:) Sırf nostalji olduğu için değil hem de; gerçekten kaliteli bir filmdi. Size de mutlaka izlemenizi tavsiye ederim:)
-SON-
Videoda filmin afişini görür görmez bu filmin, benim yıllar önce bir haftasonu sabahı Kanal D'de izlediğim o film olduğunu anladım hemen. John Green filmin konusundan da kısaca bahsedince kesinlikle emin oldum ve internetten hemen "edindim" filmi.
Türkiye'de "Define Adası" gibi klişe bir isimle yayınlanmış olsa da, gerçekten de hatırladığımdan bile harika bir filmdi:) Sırf nostalji olduğu için değil hem de; gerçekten kaliteli bir filmdi. Size de mutlaka izlemenizi tavsiye ederim:)
-SON-
3 Mayıs 2015 Pazar
DEDEKTİF KURUKAFA #5 ÖLÜMCÜL SARMAL
PUAN: 8.1/10
KİTABIN KONUSU
-Alıntıdır. Önceki kitapları okumayanlar için spoiler içerir.-
Dedektif Kurukafa geri döndü ama büyülü dünyada her şeyin yolunda olduğu söylenemezdi. Öncelikle etrafta başıboş gezen demir maskeli bir katil vardı. Bu da yetmezmiş gibi Valkyrie, dünyayı yok etmeyi amaçlayan kötü bir büyücü olduğunu öğrenmişti. Ve bunu hayatta dedektife söyleyemezdi. Korkunç kaderini tek başına değiştirmeye çalışmaktan başka çaresi yoktu.
NEREDEN ESTİ?
Serinin 5. kitabı...
5 YORUM
1-Serinin bundan önceki kitabının şok edici sonundan sonra çok iyi şekilde devam ettirilmiş ve bu sefer karakterlerin duygularına ve aralarındaki ilişkilere daha fazla ağırlık verilmiş, kurgu olarak biraz tekrara düşse de ve birçok soruyu yine cevapsız bırakmış olsa da, yine çok akıcı, heyecanlı ve keyifle okunan bir kitap oldu.
2-Valkyrie'nin daha güçlü olmasını sevinerek takip ediyordum seride. Ama kız fazlasıyla savaşçı hale bürünüp soğuk nevalenin teki olmaya başlamıştı. Bu kitapta neyse ki Valkyrie'nin aile, aşk ve arkadaş ilişkileri üzerinde daha sık durup tüm o soğukluk ortadan kaldırılmış.
3-Serinin en "iğrenç" kitabı buydu sanırım. "İğrenç" kelimesini iyi bir anlamda kullandım aslında. Çünkü öyle "iğrenç" yaralamalar ve ölümler vardı ki; ağzım açık, hayretle okudum kitabı. Gerçi böyle deyince, çok da iyi bir anlamda yazmamışım gibi oldu "iğrenç" kelimesini. Ama gerçekten böyle karanlık bir evren yaratacaksanız, okuyucuları hikayenin içine alıp, inandırıcılığı artırmak için böyle iğrençliklere başvurmak şart bence. Ve bu konuda, bu kitap Buz ve Ateşin Şarkısı serisiyle bile yarışır diyebilirim.
4-Bu kitapta tüm kötülerin (daha doğrusu, nerdeyse tümünün) serinin önceki kitaplarından tanıdığımız karakterlerden oluşması çok hoş olmuş. Yeni yeni karakterler, okuyanın başını ağrıtabiliyor bir süre sonra. Spoiler vermemek için ayrıntıya girmeyeceğim ama emin olun ki bu kitaptaki kötüler sizi çok şaşırtacak.
5-Son birkaç kitaptır seri çok uç yerlerde bitip beni fazlasıyla heyecanlandırmayı ve meraklandırmayı başarmıştı. Ama bu kitabın sonu fazlasıyla ucu açık bi şekilde bitti sanki. Ama son 100 sayfa fazlasıyla hareketli olduğu için bu konuyu görmezden gelebiliriz.
-SON-
KİTABIN KONUSU
-Alıntıdır. Önceki kitapları okumayanlar için spoiler içerir.-
Dedektif Kurukafa geri döndü ama büyülü dünyada her şeyin yolunda olduğu söylenemezdi. Öncelikle etrafta başıboş gezen demir maskeli bir katil vardı. Bu da yetmezmiş gibi Valkyrie, dünyayı yok etmeyi amaçlayan kötü bir büyücü olduğunu öğrenmişti. Ve bunu hayatta dedektife söyleyemezdi. Korkunç kaderini tek başına değiştirmeye çalışmaktan başka çaresi yoktu.
NEREDEN ESTİ?
Serinin 5. kitabı...
5 YORUM
1-Serinin bundan önceki kitabının şok edici sonundan sonra çok iyi şekilde devam ettirilmiş ve bu sefer karakterlerin duygularına ve aralarındaki ilişkilere daha fazla ağırlık verilmiş, kurgu olarak biraz tekrara düşse de ve birçok soruyu yine cevapsız bırakmış olsa da, yine çok akıcı, heyecanlı ve keyifle okunan bir kitap oldu.
2-Valkyrie'nin daha güçlü olmasını sevinerek takip ediyordum seride. Ama kız fazlasıyla savaşçı hale bürünüp soğuk nevalenin teki olmaya başlamıştı. Bu kitapta neyse ki Valkyrie'nin aile, aşk ve arkadaş ilişkileri üzerinde daha sık durup tüm o soğukluk ortadan kaldırılmış.
3-Serinin en "iğrenç" kitabı buydu sanırım. "İğrenç" kelimesini iyi bir anlamda kullandım aslında. Çünkü öyle "iğrenç" yaralamalar ve ölümler vardı ki; ağzım açık, hayretle okudum kitabı. Gerçi böyle deyince, çok da iyi bir anlamda yazmamışım gibi oldu "iğrenç" kelimesini. Ama gerçekten böyle karanlık bir evren yaratacaksanız, okuyucuları hikayenin içine alıp, inandırıcılığı artırmak için böyle iğrençliklere başvurmak şart bence. Ve bu konuda, bu kitap Buz ve Ateşin Şarkısı serisiyle bile yarışır diyebilirim.
4-Bu kitapta tüm kötülerin (daha doğrusu, nerdeyse tümünün) serinin önceki kitaplarından tanıdığımız karakterlerden oluşması çok hoş olmuş. Yeni yeni karakterler, okuyanın başını ağrıtabiliyor bir süre sonra. Spoiler vermemek için ayrıntıya girmeyeceğim ama emin olun ki bu kitaptaki kötüler sizi çok şaşırtacak.
5-Son birkaç kitaptır seri çok uç yerlerde bitip beni fazlasıyla heyecanlandırmayı ve meraklandırmayı başarmıştı. Ama bu kitabın sonu fazlasıyla ucu açık bi şekilde bitti sanki. Ama son 100 sayfa fazlasıyla hareketli olduğu için bu konuyu görmezden gelebiliriz.
-SON-
29 Nisan 2015 Çarşamba
DEDEKTİF KURUKAFA #4 KARANLIK GÜNLER
PUAN: 8.5/10
KİTABIN KONUSU
-Kitap kapağından alıntıdır. SPOILER içerir.-
Valkyrie geçide geri döndü. Rüzgar saçlarını savuruyordu. Bir an bile duraksamadı, kendini o sarı ışığın içine attı. Dedektif Kurukafa gitmiş, paralel bir boyuta geçmişti. Kural yoktu, onu kurtarmanın bir yolu ya da yöntemi olmalıydı, ama ne? Valkyrie'nin bunu düsünecek vakti hiç olmamıştı!
NEREDEN ESTİ?
Serisinin 4. kitabı olmasından ötürü:)
5 YORUM
1-Bir önceki kitap gerçekten çok uç bir noktada bitmişti ve devamını çooook merak etmiştim. Bu kitap tüm beklentilerimi karşıladı diyebiliriz. Çok iyi bir devam kitabı olmuş gerçekten. Spoiler vermeden açıklayamayacağım için bu konu üzerinde çok durmamam daha iyi olacak şu an:)
KİTABIN KONUSU
-Kitap kapağından alıntıdır. SPOILER içerir.-
Valkyrie geçide geri döndü. Rüzgar saçlarını savuruyordu. Bir an bile duraksamadı, kendini o sarı ışığın içine attı. Dedektif Kurukafa gitmiş, paralel bir boyuta geçmişti. Kural yoktu, onu kurtarmanın bir yolu ya da yöntemi olmalıydı, ama ne? Valkyrie'nin bunu düsünecek vakti hiç olmamıştı!
NEREDEN ESTİ?
Serisinin 4. kitabı olmasından ötürü:)
5 YORUM
1-Bir önceki kitap gerçekten çok uç bir noktada bitmişti ve devamını çooook merak etmiştim. Bu kitap tüm beklentilerimi karşıladı diyebiliriz. Çok iyi bir devam kitabı olmuş gerçekten. Spoiler vermeden açıklayamayacağım için bu konu üzerinde çok durmamam daha iyi olacak şu an:)
28 Nisan 2015 Salı
Kitap Kavanozum
Özellikle bu aralar, hangi kitabı okuyacağıma karar verememe gibi bir sorun başladı bende. Kitaplığımdaki kitap sayımın giderek artmasıyla birlikte, bir kitabı bitirdikten sonra hangi kitaba başlayacağımı düşünme sürem de arttı. Hangi kitabı okuyacağıma karar vermem uzun sürüyor ve karar verip okumaya başladıktan sonra da aklım diğer kitaplarda kalıyor.
Geçenlerde, şu an adını hatırlamadığım bir blogda, "kitap kavanozu" diye bir uygulama gördüm. Okuyacağınız kitapların adlarını tek tek kağıtlara yazıp katlıyorsunuz ve katladığınız bu kağıtları bir kavanoza (ya da ona benzer bir kaba) koyuyorsunuz. Elinizdeki kitap bittiğinde, sıradaki başlayacağınız kitabı seçmek için kavanozdan bir kağıt seçiyorsunuz ve kağıtta yazılı kitap hangisiyse, onu okuyorsunuz.
Kısacası; okuyacağınız kitabı özgür iradeniz yerine kadere bırakıyorsunuz. Böylece, kitabı beğenmezseniz bile, suçu kendinizde aramak yerine, tüm suçu kadere atabilirsiniz :)
![]() |
Bu da kitap kavanozum :) |
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)