7 Eylül 2013 Cumartesi

KÖRLÜK

PUAN: 10/10

KİTABIN KONUSU
  Trafikte yeşil ışığın yanmasını bekleyen adam, o yeşil ışığı asla göremeyeceğinin farkında değildir. Çünkü, her taraf aniden beyazlaşır ve adam kör olur. Ve işin kötü tarafı, bu körlük bulaşıcıdır. Kör adamın temas ettiği kişiler aracılığıyla bu körlük yayılır. Tüm bu yayılmadan sonra, sadece kör adamın göz doktorunun karısı görme yeteneğini kaybetmez. Bu saatten sonra her şey değişmeye başlar. Tüm insanlık için yeni ve zorlu bir hayat başlar artık. Kimsenin, saf beyazlık dışında bir şey görmediği, kaosun ortasında bir hayat...

NEREDEN ESTİ?
  Kütüphaneci kadın tavsiye etti bu kitabı. Ama okuması zor bir kitap olduğunu da söyledi. Ben de okullar başlamadan okuyayım dedim.

5 YORUM
1-Kitabı oldukça farklı kılan bir unsurdan bahsedeyim önce: Bu kitapta hiçbir şekilde, herhangi bir yer adı veya özel ad kullanılmamış. Yazarın, bu şekilde evrenselliği yakalamaya çalıştığı söyleniyor. Bence çok harika bir fikir ve yazar uygulamada çok başarılı olmuş.(Ben de şimdiye kadar 2 kısa hikaye yazdım ve özel isim veya yer ismi kullanmadım. Bunun bir eksiklik olacağını düşünüyordum; ama görünen o ki öyle değilmiş.) Yazarın özel isim yerine kullandığı söz gruplarından birkaç örnek vereyim: İlk kör, doktorun karısı, şehla çocuk, göz yaşı yalayan köpek, koyu renk gözlüklü genç kız... (Şu, diziler bittikten sonra, arada görünüp, ismi anılmayan oyuncuların isimleri yazılırken kullanılan kalıplara benzemiyor mu? kapıyı açan adam: Şehsüvar Suphi, sandalyeyi çeken garson: Ali Can, ... gibi)

2-Kitapta anlatılan yeni dünya, oldukça karmaşık, korkunç ve tahmin edilemez. Karakterlerden birinin şu sözü, ne demek istediğimi daha iyi anlatacaktır sanırım:

  ...Vaktiyle bizim gözlerimiz görürken de çevremizde körler vardı, Şimdiyle karşılaştıracak olursak sayıları çok azdı, yaygınlıkla geçerli olan duygular gören insanların duygularıydı, dolayısıyla da körler her şeyi öteki insanların duygularıyla duyumsuyorlardı, kör insanlara özgü duygularla değil, şimdiyse tersine, körlere özgü gerçek duygular doğup gelişmekte, daha işin başındayız, şu anda eskiden duyumsadığımız duyguların anılarıyla yaşıyoruz, çevrendeki yaşamın nasıl olduğunu anlaman için gözlerinin görmesi gerekmiyor, biri çıkıp da günün birinde insan öldüreceğimi söyleseydi, bunu bir hakaret kabul ederdim, oysa öldürdüm...

3-Kütüphaneci kadın, bu kitabı tavsiye edip, konusundan bahsettiğinde, o an kafamda bir şeyler şekillendi. Eminim, herkesin aklına körlükle ilgili zorluklar ve bazı tahminler gelmiştir. Ama yazarın hepimizden en az birkaç adım önde olduğunu söyleyebilirim. Şöyle ki; yazar, en ufak ayrıntıların körler için nasıl büyük bir dezavantaja yol açabileceğini detaylıca hesaplamış ve okuyucunun tahminlerinin üzerinde bir kurgu ve anlatım yakalamış. Bu sayede, kitabı okurken "Böyle olacağını biliyordum," diye ahkam kesmenize fırsat bırakmıyor yazar ve bir sonraki sayfaya boşa çıkmayacak büyük beklentilerle geçiyorsunuz.

4-Kitapta neredeyse her paragrafın, en az bir sayfa sürmesi ve konuşma kısımlarını virgülle ayırıp, tırnak içinde ayrı bir paragraf yapılmaması, okurken biraz kafanızın karışmasına ve yorulmanıza yol açabilir. Ama tüm bunlara rağmen, kitabın orijinal konusu ve sürükleyici kurgusu kitabı elinizden bırakmamanızı sağlayacaktır.

5-Kitapta, oldukça kaliteli çıkarımlar ve öğretici düşünceler de yer alıyor. Ve bunlar o kadar çok ki, hepsini yazıp, kimseyi sıkmak istemiyorum. Sadece şu beğendiğim kısmı yazmaya karar verdim:

  "Yapacağımız her hareketten önce ciddi olarak düşünmeye başlasak, vereceği sonuçları önceden kestirmeye çalışsak, önce kesin sonuçları, sonra olası sonuçları, sonra rastlantısal sonuçları, daha sonra da ortaya çıkması düşünülebilecek sonuçları düşünmeye kalksak, aklımıza bir şey geldiğinde, bulunduğumuz yere çakılır, hangi yöne olursa olsun bir adım bile atamazdık. Sözlerimizin, hareketlerimizin iyi ve kötü sonuçları, kuşkusuz, ilerde yaşayacağımız günlere, hatta bizim bu sonuçları doğrulamak, kendimizi kutlamak ya da başkalarından özür dilemek için artık bu dünyada bulunmayacağımız günlere göreceli olarak düzgün ve dengeli biçimde dağılır, zaten kimi insanlar da bu durumun ölümsüzlük denen ve çok sözü edilen şeyin ta kendisi olduğunu ileri sürer..."
NOT: Bir de 2008 yapımı bir film uyarlaması varmış kitabın. Altta afişini veriyorum:
Blindness (2008)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin