22 Ağustos 2013 Perşembe

ŞİMŞEK HIRSIZI

PUAN: 8/10

KİTABIN KONUSU
        (Kitabın kapağından alıntıdır)
  İşte karşınızda Percy Jackson. 12 yaşında, hiperaktif, okuma yazmada sorunları olan ve başı beladan bir türlü kurtulmayan bir çocuk! Peşine takılan, ne olduklarını bir türlü anlayamadığı birtakım doğaüstü yaratıklar da cabası! Bütün bunların sebebi aslında babasının bir Yunan tanrısı olması, fakat sorunları çözmek tamamen Percy’ye kalmış durumda.
  Serinin bu ilk kitabında Percy kendini ispatlamak için Zeus’un çalınan şimşeğini bulup hırsız olmadığını herkese göstermek zorunda kalıyor. Yıllardır görmediği babasıyla yüzleşmesi ve tanrılardan bile çok daha güçlü bir hazineyi ortaya çıkarması ise apayrı bir hikaye…

  NEREDEN ESTİ?
 Lisedeyken yurttan oda arkadaşım "Şimşek Hırsızı" isminde bir filme gittiğini ve çok eğlendiğini söyledi; karakterlerin konuşmaları falan çok eğlenceliymiş. Ben de o aralar sinemaya gidemeyeceğim için biraz kıskandım. Ama sonra "Şimşek Hırsızı" gibi orijinal bir fikrin sinema sektöründen çıkması ihtimalinin düşük olduğunu düşünüp google'a girdim. Düşündüğümde haklı çıkmıştım; Şimşek Hırsızı Rick Riordan isimli yazarın 5 kitaplık Percy Jackson ve Olimposlular serisinin ilk kitabıymış. Hemen gidip arkadaşıma gösterdim tabii. Uyarlama filmlerin kitapla aynı kaliteyi yakalama ihtimalinin 1000'de bir ihtimal olduğunu o da bildiğinden hemen "Keşke önce kitabını okusaydım!" diyerekten sızlanmaya başladı. Tabi benim kıskançlığımın yerini bir rahatlama, üstünlük duygusu aldı. Çünkü ben filmin getirdiği herhangi bir eksi ve spoiler olmadan, güzel bir seri olduğundan emin olarak tüm seriyi alıp okuyacaktım. Ama gelgelelim elde fazla para olmayınca tüm seriyi ancak 3 yıl sonra kitap fuarındaki adamlara zorla indirim yaptırarak alabildim. Seriyi tamamlamak geç ve güç olsa da kitaplıkta seriyi her gördüğümde bu anım aklıma gelir ve gereksiz bir kibir kaplar içimi. Bu arada seri hala devam ediyor. Diğer kitaplar da bir 3 sene sonraya elime geçer artık :)

5 YORUM
1-Öncelikle mitolojiye, özellikle Yunan mitolojisine, karşı büyük bir merakım olduğunu belirteyim. Hatta bunlarla ilgili birkaç kitap karıştırmışlığım da var. Ama tüm bunların bir kurguda kullanılarak mantık çerçevesinde açıklanabileceğini pek tahmin etmiyordum. Ama bu seri tahminlerimi yanlış çıkardı. Tamam, bazı yerlerde fazlasıyla absürt davranılmış; ama bu işleri daha eğlenceli hale getirmiş. Tanrılar, kutsal mekanlar, bunların Amerika'yla bağlantısı vs öyle mantıklı açıklanmış ki ön yargılarınızı bir kenara bırakıp eğlenerek tüm seriyi okuyabilirsiniz.

2-Bence bu serinin bu kadar tutmasındaki önemli etkenlerden biri de mantıklı ve samimi bir dille yazılmış olması. Tüm karakterler yaşlarına ve statüsüne uygun konuşuyorlar. Tanrılar kibirli konuşuyor mesela. Bununla birlikte birçok kitaptaki hataya düşülmeyip gençler bildiğimiz sokak dilini konuşuyor. Yani, yaşlarından büyük kişiler gibi "olgun" davranıp, usturuplu konuşma gerekliliğini hissetmiyorlar -ki normal olan da bu- ve ortaya daha gerçekçi ve eğlenceli bir anlatım çıkıyor.

3-Yunan mitolojisini sevdiğimi ve bu konuya merak duyduğumu söylemiştim. Kitap Yunan mitolojisi hakkında bilgiler de veriyor elbette. Ama bunu yaparken ayrıntıya girip okuldaki sıkıcı  derslerden birine çalışıyormuş hissi vermiyor. Yazar, en önemli mitolojik olayları bile birkaç cümleyle yoğun ve kısa bir şekilde özetlemeyi başarmış. Şimdiden söyleyeyim: Yanlış anlayıp edebi bir eser okumayı beklemeyin, sadece heyecanlı olayların anlatıldığı eğlenceli bir kitap bulacaksınız çünkü.(Kitabı bu kadar övüp çok yüksek puan vermememin bir nedeni de budur belki)

4-Kitapta beni en sinir eden yere gelelim: Tanrılar Dünya'yı oyun bahçeleriymiş gibi gören küçük çocuklar gibi davranıyorlar. Tek önemli olan şey kendileri. Hepsi bencil ve kibirliler. Tamam, saçma gelebilir; ama bir süre sonra tüm bunlar gerçekten sıkmaya başlıyor. Ama tam, yeter artık, dediğim anlarda Rick(nasıl da hemen samimiyeti kurdum kendi kendime :)) beni önceden duymuş gibi başka bir karakter aracılığıyla tanrılara ağzının payını veriyor. Mesela bir bölümde tanrılardan biri Percy'le dalga geçip kibirlenmeye başlıyor. O bölümü olduğu gibi yazıyorum şimdi:

 "Ben sonsuzluktan beri savaşıyorum, evlat. Gücümün sınırı yok ve ölümsüzüm. Ya sende neler var?"
 Daha küçük bir ego, diye düşündüm...


5-Hiç istemesem de, kitabın film uyarlamasından bahsetmezsem yazım eksik kalırmış gibi geliyor. Logan LermanThe Perks of Being a Wallflower filminden beğendiğim için ayrımcılık yapmamak adına oyunculuk konularına pek girmeyeceğim :) En kötü kitap uyarlamaları listesi olsaydı en baştan girebilecek bir film olmuş. Kitabın tüm kurgusu hiçe sayılıp mantık hatalarıyla dolu, klişe bir hikaye çıkarmışlar ortaya. Neyse, bu konuda çok içliyim zaten, en iyisi daha fazla devam etmeyeyim. Yalnız, filmin Türkçe dublajı şimdiye kadarki en eğlenceli dublajlardan biri olmuş. O da film yapımcılarının değil, Türkiye'deki seslendirme sektörünün başarısı tabii. Yurttaki arkadaşımın da en çok bu seslendirme konusu üzerinde durmasının nedenini şimdi daha iyi anlıyorum :)
Şimşek Hırsızı(2010)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin